30 Mayıs 2016 Pazartesi

Derman Altunbaş'ın Kaleminden Bir Antrenör Günlüğü



BİR ANTRENÖR GÜNLÜĞÜ

Yarış sahalarının deneyimli antrenörü, birçok büyük eküri ve at sahibi ile birlikte çalışan, önemli yarışlar kazanan Hasan Altunbaş bu gün ki yazımın konuğu olacak.

Hasan Altunbaş Kimdir ?

1965 yılında Diyarbakır’ın Çermik ilçesine bağlı Sinek Köyü’nde Zaza kökenli 8 çocuklu ailenin 5.’si olarak dünyaya geldi. İlkokulu burada bitirdi. Küçük yaşlarda çalışma hayatına atıldığı için eğitim-öğretim hayatını devam ettiremedi.
Yaklaşık 12 yaşından itibaren çalışmaya başladı. O yılları şöyle anlatıyor: ‘’Küçüktüm, ailem çiftçilikle uğraşıyordu, aileme benim de katkılarımın olması gerektiğini düşündüm. Mersin Kargılı Köyü’nde inek otlattım. Yine aynı köyde pamuk çekmeye, kara kazma yapmaya gittim, Diyarbakır Ergani ilçesinde sebzecilik yaptım’’. 
Günümüz zamanlarındaki çocukların okul ve oyun çağlarını kendisi çalışarak hayat mücadelesi ile geçirmiş anlayacağımız.
14-15 yaşlarında İstanbul’a yine çalışmak için gelmiş ve atçılık macerası burada başlamış.

Aile hayatı

28 Şubat 1991 yılında Songül Gündüzeli ile evlendi. Bir kız bir de erkek 2 çocuk babası. Ailesinin yerinin çok farklı olduğunu, eşi ve çocuklarıyla çok mutlu olduğunu en büyük eksiğini ise meslek nedeniyle zaman zaman onları görememek olarak dillendiriyor.

O zamanlar seyislik çok zordu:


At azdı, insan çoktu herkes at bulamıyordu. Aylarca boş gezen adamlar vardı. O yıllar kendisine Ahmet Aydoğdi’nin büyük desteği olmuş yanında yedekçi olarak başlamış. Allah razı olsun demeyi de eksik etmiyor.
Durumumuz iyi değildi ama geçim sıkıntısı da çekmedim 
İlk olarak KİMBİLİR isimli İngiliz safkana yedek yapmış yaklaşık 3-4 ay sonra mesleği öğrenip seyisliğe başlamış. Seyis olarak ilk baktığı İngiliz safkan PİYONE’dir. O günleri gülümseyerek anıyor bu safkan seyislik yıllarında ilk yüzünü güldüren at olmuş anlayacağımız. 
lk yarışını da 50 metre önde Süleyman Karagöz ile kazanmış.
Daha sonra Askerliğini acemi birlik Manisa Batı Kışla, usta birliğini ise İstanbul Hadımköy Sancaktepe’de yapmış. 
1990 yılında Kocaeli Uzun Tarla, İbrik Dere Köyü’nde Davit Franko’ya ait at çiftliğinde 7 yıl, 1 yıl da ahırında çalışmış. Çiftlik döneminde çok güzel yıllar geçirmiş ve kendisini orada geliştirme şansı olmuş.
1981-1997 yılları arasında seyislik yapan Hasan Altunbaş, daha sonra TJK’nın düzenlediği kursa katılıp sınava giriyor ve 1997 yılında resmen antrenör olup hala mesleğini severek icra ediyor.
İlerleyen yıllarda At sahibi Ekrem Dizdar’ın yanında BIDIK isimli İngiliz safkana baktı. Bu safkanın hem seyisliğini hem de antrenörlüğünü yaptı ve antrenörlük hayatında ilk yarışını kazandı.
Uzun zaman Ekrem Dizdar ile çalıştı ve yanında yardımcı antrenörlük yaptı kendisini hocası olarak nitelendiriyor. 
Birlikte 300 üzeri yarış kazandılar. Birçok kupa kazanma mutluluğunu birlikte yaşadılar. Hasan Altunbaş’ın başarılarını gören Ekrem Dizdar artık kendisinin tek başına atlara bakabileceğini önermiş ve 2002 yılında karşılıklı anlaşarak ayrılmışlar.

Ve ayrılık sonrası Bursa Osman Gazi Hipodromu.


Burada At sahipleri Hulusi Taşkıran, Ayhan Çalıkoğlu, Şevket Erkan Şar, Şafak Dil’in atlarını çalıştırdı. 400 üzeri yarış kazandı bunlardan 16’sı kupalı.
2010 yazın Ankara 75. Yıl Hipodromu, Kış sezonunda Adana Yeşiloba Hipodromunu tercih ederek burada başarılı 2 sezon geçirdi.
Adana Yeşiloba Hipodromunda olduğu sırada Ayhan Giray ile tanıştı. Birlikte başarılı yarışlara imza attılar.
Ayhan Giray’a ait AYDEMİRHAN isimli safkanla: Adana Barosu, Esat Özbilen, Çukurova Üniversitesi, Adana’nın Kurtuluş, Gali Ekenler.. Ankara’da Uzun Yayla, Mareşal Fevzi Çakmak, Yıldırım Beyazıt kupalarını, Ege Derbisi, İzmir Büyükşehir kupası, Bursa’da Yeşil Bursa kupasını kazandı.
2010 yılından itibaren adından sıkça söz edildiğini ve daha fazla tanındığını ifade ederken ekliyor;
Üzerimde emeği olan tüm büyüklerime ve desteğini esirgemeyen tüm dostlarıma teşekkürlerimi sunarım.
Bugüne kadar kimseden küserek ayrılmadığını, kimsenin kendisini işinden kovmadığını, herkesle iyi geçindiğini ve emeklerinin karşılığını bir bir aldığını söylüyor. 

En sevdiği atlar:

ABAKAY isimli Arap safkan gülerek de ilave ediyor ‘’Bursa’dan Ankara’ya az parayla gittim durum yoktu oradan 3 yarış peş peşe kazanınca yeniden doğmuş gibi oldum’’. Bunun yanı sıra BIDIK, AYDEMİRHAN, TANATAR, KEMALHAN, MY BAŞKAN.
‘’En problemli at MY BAŞKAN’dı ama en çok başarıyı da onunla gösterdim.’’ Gagası vardı ve karakuşlarında problem vardı zaten LUXOR yavrusu olduğu için genelde bu tarz problemler oluyor. İlk G-1 yarışımı Erkek Tay Deneme MY BAŞKAN ile hem de kolay bir şekilde kazandım. Bu koşu bana Gazi Koşusu için umut vermişti.
MY BAŞKAN’nın gazi koşusu için şunları söyledi: Maalesef atımız gazi günü padokta yıkıldı, beklediğimiz performansı yakalayamadık.
KEMALHAN: Problemine üzüldüğü atlardan bir tanesi. Kendisiyle G-2 İsmet İnönü Koşusu’nu kazandı.
Dizindeki kırık parçadan 2 kere ameliyat oldu. Ankara’da Polis Koşusunu kazandı.
TANATAR’ı tayken beğenip Mehmet Görgün’e aldırmış. Sahibi Hüseyin Kökli’ye sattı. Önde tempo kurup giden at. Kendisiyle 15 birincilik elde ettik. İstanbul ŞileFeneri Koşusu (2 kere) KV-8, 23 Nisan Koşusu G-3, İzmir Vali Koşusu G3 vb…
HANEDAN isimli İngiliz safkanla 1986 yılında eküri olduklarını ve o yıl Gazi koşusu’nda 4. Olduğunu söyledi.
JUNİOR PİANİST: Gazi koşusunu o yıl o kazanmış gözüyle bakıyorduk 1.lik bekliyordum. Jokey sorunu yaşadık binen jokeyler kazandığı halde indiler.

Atçılık hayaliniz nedir?


Sahibi olduğum, kendi hazırladığım bir at ile Gazi Koşusu kazanmak.

Atçılık için neler söylersiniz?


Çok sabır ve zaman isteyen bir meslek. Aceleye hiç gelmez bugün düşündüğün yarın olmayabiliyor.
Atlarımı başarılarına göre kaydediyorum. Güvendiğim çoğu yarışı kazandım. Önümüzdeki sezon için henüz belli değil ama Ankara’ya gidebiliriz. Atları bir antrenör olarak ailemden çok görüyorum ve onlara emek harcıyorum problemler de arada oluyor tabi.


Bir antrenör nasıl çalışır neler yapar?

Sabah erken kalkıyorum. 04.30’da. İdmana çıkacak atlarımı kontrol ediyorum. Seyislere atların sorunlarını soruyorum kontrol ediyorum. Hangi at ne kadar yem yemiş onu öğreniyorum. 35-40 dakikalık bir gezintisi oluyor atların. İdman jokeyi ayarlayıp direktiflerini veriyorum. Her at her idman jokeyine uymayabiliyor kantarma tutuşu falan kimi zaman sorun oluyor onun için doğru idman jokeyini seçebilmek lazım. İdman sonra yine yaklaşık 40 dakikalık gezintisi oluyor atların. Daha sonra ahırda seyisin işi bittikten sonra atın herhangi bir problemi var mı? Kontrol ediyorum. Saat 10.00 gibi iş bitiyor. Seyis dinlenmeye ayrılıyor.
Saat 14.00 gibi tekrar sahaya geliyorum bu sefer 40 dakikalık atın akşam gezintisi kış sezonu olduğu için işler 17.00’a kadar bitmiş oluyor.
Her at kaldırabileceği idmanı yapmalı. Onu antrenör anlayabilmeli, ona göre karar vermeli. Bazı atlar uzun, bazıları orta, bazıları ise kısa mesafede çalışmayı sever.
Mesala uzun çalışmayı seven bir at için 3000 metreye yakın çalışma yaptırılabilir.

Birlikte çalıştığı antrenörler:


Kudret Gök 
Bilal Şimşek
Hacı Altunbaş
Sevdiği sanatçı:
Musa Eroğlu

Hobiler:


Saz çalıp türkü söylemek.

NOT: Bir evlat olarak babamı röportaj konusu yapmak ne kadar etik tartışılır ama hem mesleğimde ilerlemek hem de ilgilendiğim bir konuda yarış severleri bilgilendirmekten mutluluk duyarım. 
Bu yaşıma kadar benden desteğini esirgemeyen her daim yanımda olduğunu hissettiren babam saygıdan, bağımlılıktan, sevgiden çok daha fazlasını hak ediyor. Onun evladı olmaktan gurur duyuyorum.
Saygılarımla.




1 yorum: